En son konular
En iyi yollayıcılar
MTAdmin | ||||
Euroboy | ||||
fewlive | ||||
sanra | ||||
Utku | ||||
Emoq Duranmania | ||||
ateksur | ||||
NightHawk | ||||
Reflection | ||||
Alphaville |
Arama
Sosyal yer imi
Sosyal bookmarking sitesinde Modern Talking ve '80'ler Forumu adresi saklayın ve paylaşın
Sosyal bookmarking sitesinde Forum Seksenler adresi saklayın ve paylaşın
Anahtar-kelime
Depeche Mode
3 posters
1 sayfadaki 1 sayfası
Depeche Mode
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
İsimlerini Depeche Mode (Hızlı Moda) adlı bir Fransız moda dergisinden alan grup, David Gahan, Martin Gore, Alan Wilder ve Andy Fletcher adlı dört İngiliz den oluşuyordu. Peki Depeche Mode'un müzik alemindeki hüneri neydi, ne onları popüler ve Rock Tarihinin km taşlarından biri yapmıştı. İsterseniz uzun ve ince bir yola çıkıp bunu bir araştıralım.
Aslında tam bir Rock topluluğu olmayan Depeche Mode, normal Rock formundaki gitar çığlıklarını yada davul gümbürtülerini klavyelerde toplayıp, bir Supertramp yada Pink Floyd geleneğiyle dışa vurmayı hedeflemiştir. Rock ve Elektronik arasındaki dengeyi performansın sağlamlığıyla desteklemek de diğer amaçlarıydı.
Neden gitar, davul ve bas gitar değil de 3 klavye? İngiltere ve Amerika'da 60'lı yıllarda başlayan Beatles ve Rolling Stones'un başını çektiği Beat Rock'a zamanla Hard Rock (The Who vs.), Heavy Rock (Led Zeppelin vs.), Psychedelic Rock (Pink Floyd vs.), Barok Rock ve 70'li yılların sonunda da Sex Pistols'un başlattığı Punk Rock eklenerek, Rock müzikte açılımlar ve bölünmeler başlamıştı. 80'li yıllarda ise Punk Rock'ın saldırgan tavrını benimseyen ancak tavrına felsefesine saygılı kalan harmonik açıdan güçlenmiş yeni bir tarz oluştu. The Cure ve Smiths'in başlattığı bu akım hâlâ sürüyor. Ancak 70'lerin sonlarında gitar soundu denilen, Rock'da alışılagelen şeylerin dışında yeni şeyler keşfedilmeliydi. İnsanlar artık sert gitar rifflerinin dışında yeni şeyler duymak istiyorlardı (bu synthisizerın önlenemez yükselişinin başlangıcıydı adeta).
Bu tarz gelişti ve zamanla synthisizer gitarın önüne geçmeye başladı. İşte tam o sıralarda Leonard Cohen ve Beatles şarkılarıyla büyümüş dört amatör ve yeni yetme müzisyen, kucaklarına keyboardlarını alıp, Rock felsefesini dijital seslerde aramaya başladılar.
Depeche Mode, müziğinde önce soğuk ve nemli bodrum hayatını, endüstri bacası kokan Progressive ve psikolojik bazen agresif kaçabilen yaklaşımları kullandı. Bunları teknolojinin notalara kazandırdığı çağdaş Rock mistisizm anlayışı ile birleştirdi ve Depeche Mode tarzı yaratılmıştı işte.
Ancak Depeche Mode'u Depeche Mode yapan, bugünkü yaşamın her birimizin içinde oluşturduğu reaksiyonları, hayalcilikten uzak tamamen gerçekçi ve yalın bir anlatımla topluma mal edebilmeleri, bunu yaparken de ellerimizi ayaklarımızı kafamızı ister istemez oynatmamızı sağlamaları ve bunu Rock felsefesiyle bize yaptırmalarıdır. Günümüzde herhangi bir Dance parçasında dans edebilirsiniz yada Jim Morrison'la beraber felsefe yapabilirsiniz. Ama Depeche Mode ile hem felsefe yapıp hem dans edebilirsiniz. İsteyen kafa bile sallar. Birde kısaca grubun müzikal kronolojisine göz atalım.
81 Şubatındaki ilk singleları, "Dreaming of Me" İngiltere listelerinde 54 numaraya dek yükseldi. Aynı yılın Haziran ayındaki ikinci single "New Life" grubun önlenemez yükselişinin başlangıcıydı. Hemen Kasımdaki üçüncü single "Just Cant Get Enough" onları İngiltere'nin en çok tanınan grubu yaptı. İşte tam o sırada grubun şarkılarını yapan ve bu grubu şu anki konumuna getiren Vince Clark gruptan ayrıldı. Daha sonra "Erasure I Kurdu" ve "I Love to Hate You" ile büyük başarı elde etti. Beyinsiz kalan grup önce biraz afalladı ama sonra Martin Gore da en az Vince kadar sağlam bir besteci olduğunu 82'deki singleları "See You" ile kanıtladı ve listelerde 5. Sıraya kadar yükseldi bu çalışma. Bu single grubun en iyi çalışması olarak nitelendirildi. Beşinci singleları "The Meaning of Love" ile Amerika turnesine çıktılar. Turneden hemen sonra ikinci albüm için stüdyoya giren DM yeni singleları "Leave in Silence" ve "Broken Frame" ile Vince Clark'sız da ayakta kalabileceklerini kanıtladı ve Martin Gore'un geleceğin parlak bestecilerinden biri olacağının sinyalini verdi. 83'deki yedinci single "Get The Balance Right" dan sonra Depeche Mode iyice ünlendi ve büyük bir Dünya turnesine çıktı. Aynı yılın sonlarında üçüncü albümlerini çıkaran DM bu albümden "Everything Counts", "Workhard", "Construction Time" singlelarını çıkardılar. Depeche Mode 84-86 yılları arasında "People Are People", "Master and Servant", "Stripped" ve "Black Celebration" ile imajlarını da iyice sağlamlaştırıp, enerjik ve usta performansıyla ünlerini Dünya çapında duyurmuşlardı.
Bir yıl aradan sonra 17 Nisan 1987'de şimdiye kadar yaptıkları en iyi albüm olan Music for The Masses I"ı çıkardılar. Satışları platine ulaşan bu albümden çıkan singlelar Depeche Mode'un artık iyiden iyiye ustalaştığını ve kabul edildiğini ispatlıyordu. 88 Los Angeles konserlerini, 1989'da 101 adlı bir Double albümde toplayan DM bu albümle müzikal çizgisinden taviz vermeyen, bir grubun teknolojiyi ve tutkuyu, seçkinliği ve popülistliği nasıl kendi içinde barındırdığının somut bir örneğiydi. Yine 89'daki "Personal Jesus" (Kendi İsanız), grubun Rock tarihindeki dönüm noktası olarak kabul edilir. Dijital haykırışların, sert ve tutucu Rock gitarlarıyla beslendiği bu şarkı Depeche Mode'u artık iyice uçurmuştu. "Personel Jesus" şimdiye kadar Amerika'da en çok satan single cd ödülünü aldı. 1990'da Depeche Mode şimdiye kadar yaptıkları en iyi albüm olan "Violator" ile dünyayı titretti. Artık onlar yeni yetme dört amatör değil, ne yaptıklarını çok iyi bilen, sürekli taklitleri yapılan saygı gören 30'lu yaşlarda 4 usta İngiliz müzisyeniydi. 93'deki "Songs of Faith and Devotion" ve 98'deki "Ultra" albümleri, 90'lı yılların Rock gitarıyla (ki bu Punk-Hard- ve Funk öğelerini içinde barındırmaktadır) zaten iyi bildikleri dijital çığlıkların iyi bir şekilde harmanlanmış olduğu, grubun en iyi ve ustalık albümleridir.
Bu arada grup elemanları, özellikle solist David uzun yıllar alkol ve uyuşturucunun esiri olarak yaşadılar ve belki de bu onların bu denli üretici olmalarını sağladı. Tabi bu tartışılabilecek bir durumdur ama onların dediği bu. İntihar girişimleri, overdoselar, seks alemleri derken 40'lı yaşlarına gelen grup uçurumun eşiğinden 98'deki "Ultra" için döndüler. Tedaviler, doktorlar... Aslında bu bambaşka bir hikayedir...
En başında dediğim gibi Depeche Mode yani hızlı moda gerçektende isimleri gibi sürekli bir değişim içinde olmuş, sürekli kendini aşmaya çalışmış ve hemen hemen her albümünde bunu başarmış Rock müziğin alternatif hatta kendi tarzında en uç noktalarına ulaşmış bir yeni çağ grubudur. Bir Little 15 ile önümüzdeki yüzyılda dahi dinleneceğine emin olduğum bu alternatif İngiliz topluluk şimdi müziğin azgın dalgalarında beyaz köpüklerin olduğu yerdeler. Dalganın kırılma noktasında yani, en tepesinde yani...
Son söyleyeceğim şudur ki Depeche Mode 80'li yılların dijital çığlığıdır.
İsimlerini Depeche Mode (Hızlı Moda) adlı bir Fransız moda dergisinden alan grup, David Gahan, Martin Gore, Alan Wilder ve Andy Fletcher adlı dört İngiliz den oluşuyordu. Peki Depeche Mode'un müzik alemindeki hüneri neydi, ne onları popüler ve Rock Tarihinin km taşlarından biri yapmıştı. İsterseniz uzun ve ince bir yola çıkıp bunu bir araştıralım.
Aslında tam bir Rock topluluğu olmayan Depeche Mode, normal Rock formundaki gitar çığlıklarını yada davul gümbürtülerini klavyelerde toplayıp, bir Supertramp yada Pink Floyd geleneğiyle dışa vurmayı hedeflemiştir. Rock ve Elektronik arasındaki dengeyi performansın sağlamlığıyla desteklemek de diğer amaçlarıydı.
Neden gitar, davul ve bas gitar değil de 3 klavye? İngiltere ve Amerika'da 60'lı yıllarda başlayan Beatles ve Rolling Stones'un başını çektiği Beat Rock'a zamanla Hard Rock (The Who vs.), Heavy Rock (Led Zeppelin vs.), Psychedelic Rock (Pink Floyd vs.), Barok Rock ve 70'li yılların sonunda da Sex Pistols'un başlattığı Punk Rock eklenerek, Rock müzikte açılımlar ve bölünmeler başlamıştı. 80'li yıllarda ise Punk Rock'ın saldırgan tavrını benimseyen ancak tavrına felsefesine saygılı kalan harmonik açıdan güçlenmiş yeni bir tarz oluştu. The Cure ve Smiths'in başlattığı bu akım hâlâ sürüyor. Ancak 70'lerin sonlarında gitar soundu denilen, Rock'da alışılagelen şeylerin dışında yeni şeyler keşfedilmeliydi. İnsanlar artık sert gitar rifflerinin dışında yeni şeyler duymak istiyorlardı (bu synthisizerın önlenemez yükselişinin başlangıcıydı adeta).
Bu tarz gelişti ve zamanla synthisizer gitarın önüne geçmeye başladı. İşte tam o sıralarda Leonard Cohen ve Beatles şarkılarıyla büyümüş dört amatör ve yeni yetme müzisyen, kucaklarına keyboardlarını alıp, Rock felsefesini dijital seslerde aramaya başladılar.
Depeche Mode, müziğinde önce soğuk ve nemli bodrum hayatını, endüstri bacası kokan Progressive ve psikolojik bazen agresif kaçabilen yaklaşımları kullandı. Bunları teknolojinin notalara kazandırdığı çağdaş Rock mistisizm anlayışı ile birleştirdi ve Depeche Mode tarzı yaratılmıştı işte.
Ancak Depeche Mode'u Depeche Mode yapan, bugünkü yaşamın her birimizin içinde oluşturduğu reaksiyonları, hayalcilikten uzak tamamen gerçekçi ve yalın bir anlatımla topluma mal edebilmeleri, bunu yaparken de ellerimizi ayaklarımızı kafamızı ister istemez oynatmamızı sağlamaları ve bunu Rock felsefesiyle bize yaptırmalarıdır. Günümüzde herhangi bir Dance parçasında dans edebilirsiniz yada Jim Morrison'la beraber felsefe yapabilirsiniz. Ama Depeche Mode ile hem felsefe yapıp hem dans edebilirsiniz. İsteyen kafa bile sallar. Birde kısaca grubun müzikal kronolojisine göz atalım.
81 Şubatındaki ilk singleları, "Dreaming of Me" İngiltere listelerinde 54 numaraya dek yükseldi. Aynı yılın Haziran ayındaki ikinci single "New Life" grubun önlenemez yükselişinin başlangıcıydı. Hemen Kasımdaki üçüncü single "Just Cant Get Enough" onları İngiltere'nin en çok tanınan grubu yaptı. İşte tam o sırada grubun şarkılarını yapan ve bu grubu şu anki konumuna getiren Vince Clark gruptan ayrıldı. Daha sonra "Erasure I Kurdu" ve "I Love to Hate You" ile büyük başarı elde etti. Beyinsiz kalan grup önce biraz afalladı ama sonra Martin Gore da en az Vince kadar sağlam bir besteci olduğunu 82'deki singleları "See You" ile kanıtladı ve listelerde 5. Sıraya kadar yükseldi bu çalışma. Bu single grubun en iyi çalışması olarak nitelendirildi. Beşinci singleları "The Meaning of Love" ile Amerika turnesine çıktılar. Turneden hemen sonra ikinci albüm için stüdyoya giren DM yeni singleları "Leave in Silence" ve "Broken Frame" ile Vince Clark'sız da ayakta kalabileceklerini kanıtladı ve Martin Gore'un geleceğin parlak bestecilerinden biri olacağının sinyalini verdi. 83'deki yedinci single "Get The Balance Right" dan sonra Depeche Mode iyice ünlendi ve büyük bir Dünya turnesine çıktı. Aynı yılın sonlarında üçüncü albümlerini çıkaran DM bu albümden "Everything Counts", "Workhard", "Construction Time" singlelarını çıkardılar. Depeche Mode 84-86 yılları arasında "People Are People", "Master and Servant", "Stripped" ve "Black Celebration" ile imajlarını da iyice sağlamlaştırıp, enerjik ve usta performansıyla ünlerini Dünya çapında duyurmuşlardı.
Bir yıl aradan sonra 17 Nisan 1987'de şimdiye kadar yaptıkları en iyi albüm olan Music for The Masses I"ı çıkardılar. Satışları platine ulaşan bu albümden çıkan singlelar Depeche Mode'un artık iyiden iyiye ustalaştığını ve kabul edildiğini ispatlıyordu. 88 Los Angeles konserlerini, 1989'da 101 adlı bir Double albümde toplayan DM bu albümle müzikal çizgisinden taviz vermeyen, bir grubun teknolojiyi ve tutkuyu, seçkinliği ve popülistliği nasıl kendi içinde barındırdığının somut bir örneğiydi. Yine 89'daki "Personal Jesus" (Kendi İsanız), grubun Rock tarihindeki dönüm noktası olarak kabul edilir. Dijital haykırışların, sert ve tutucu Rock gitarlarıyla beslendiği bu şarkı Depeche Mode'u artık iyice uçurmuştu. "Personel Jesus" şimdiye kadar Amerika'da en çok satan single cd ödülünü aldı. 1990'da Depeche Mode şimdiye kadar yaptıkları en iyi albüm olan "Violator" ile dünyayı titretti. Artık onlar yeni yetme dört amatör değil, ne yaptıklarını çok iyi bilen, sürekli taklitleri yapılan saygı gören 30'lu yaşlarda 4 usta İngiliz müzisyeniydi. 93'deki "Songs of Faith and Devotion" ve 98'deki "Ultra" albümleri, 90'lı yılların Rock gitarıyla (ki bu Punk-Hard- ve Funk öğelerini içinde barındırmaktadır) zaten iyi bildikleri dijital çığlıkların iyi bir şekilde harmanlanmış olduğu, grubun en iyi ve ustalık albümleridir.
Bu arada grup elemanları, özellikle solist David uzun yıllar alkol ve uyuşturucunun esiri olarak yaşadılar ve belki de bu onların bu denli üretici olmalarını sağladı. Tabi bu tartışılabilecek bir durumdur ama onların dediği bu. İntihar girişimleri, overdoselar, seks alemleri derken 40'lı yaşlarına gelen grup uçurumun eşiğinden 98'deki "Ultra" için döndüler. Tedaviler, doktorlar... Aslında bu bambaşka bir hikayedir...
En başında dediğim gibi Depeche Mode yani hızlı moda gerçektende isimleri gibi sürekli bir değişim içinde olmuş, sürekli kendini aşmaya çalışmış ve hemen hemen her albümünde bunu başarmış Rock müziğin alternatif hatta kendi tarzında en uç noktalarına ulaşmış bir yeni çağ grubudur. Bir Little 15 ile önümüzdeki yüzyılda dahi dinleneceğine emin olduğum bu alternatif İngiliz topluluk şimdi müziğin azgın dalgalarında beyaz köpüklerin olduğu yerdeler. Dalganın kırılma noktasında yani, en tepesinde yani...
Son söyleyeceğim şudur ki Depeche Mode 80'li yılların dijital çığlığıdır.
Geri: Depeche Mode
depeche mode gibi bir grubu nasıl açmamışlar şaşırdım, duran duran var depeche mode yok duran duran da kim ki. teşekkürler
Euroboy- Moderatör
- Mesaj Sayısı : 1610
Forum Puanı : 3731
Rep Puanı : 38
Kayıt tarihi : 30/09/09
Yaş : 41
Nerden : İstanbul
Geri: Depeche Mode
bende şaşırdım aslında açılması gereken bir sürü 80 ler sanatçısı var ben aklıma gelenleri açıyorum
Geri: Depeche Mode
Euroboy demiş ki:depeche mode gibi bir grubu nasıl açmamışlar şaşırdım, duran duran var depeche mode yok duran duran da kim ki. teşekkürler
Eleştirilerinizi elbette kabul ederiz ama hiçbir sanatçıyı, grubu vs. küçük düşürmeyin! Duran Duran dediğiniz grup '80'lere damgasını vurmuş bir gruptur. Evet Depeche Mode da öyledir ama önümüze gelen her sanatçıya bölüm açamıyoruz maalesef. Bu bölümlerle ilgilenecek insanlar lazım. Duran Duran bölümü istek üzerine ve ilgilenecek kişiler olduğu için açıldı. Depeche Mode için bir istek almadık. Ayrıca Duran Duran'ı küçümseyerek Duran Duran severleri de küçümsemiş olursunuz ve tartışma yaratırsınız. Uyarı almamak istiyorsanız bu tür hareketler bir daha yapılmasın...
Geri: Depeche Mode
doğrudur admin paşa. bende depeche mode ait 15 gb lık şarkı arşivi var pc im doldu onun yüzünden
Euroboy- Moderatör
- Mesaj Sayısı : 1610
Forum Puanı : 3731
Rep Puanı : 38
Kayıt tarihi : 30/09/09
Yaş : 41
Nerden : İstanbul
Geri: Depeche Mode
kusura bakmayın ama benimde bi eleştirim olucak eğer istekler doğrultusunda kurduysanız forumu adı modern talking ve istekler olsun 80 ler forumu ama bir çok 80 ler sanatçısı ve grubu yok sadece belli başlı herkesin bildiği grupları açmışsınız michael jacksonu madonna yı modern talking i 5 yaşındaki çocuk bile bilir ben ilk üye olduğum zaman tanışma bölümünde belirttiğimi zannediyorum bu foruma 80 ler bilgimi genişletmek ve geliştirmek amacıyla katıldım ve bundan sonra katılacak arkadaşlara yardımcı olabilmek amacıyla bilgi alışverişinde bulunabilmek adına bundan sonrada yapabileceğim bişey olursa bana meil olarak atın ben gün içerisinde hep netteyim ilgilenebilirim.teşekkürler.
Geri: Depeche Mode
Alphaville demiş ki:kusura bakmayın ama benimde bi eleştirim olucak eğer istekler doğrultusunda kurduysanız forumu adı modern talking ve istekler olsun 80 ler forumu ama bir çok 80 ler sanatçısı ve grubu yok sadece belli başlı herkesin bildiği grupları açmışsınız michael jacksonu madonna yı modern talking i 5 yaşındaki çocuk bile bilir ben ilk üye olduğum zaman tanışma bölümünde belirttiğimi zannediyorum bu foruma 80 ler bilgimi genişletmek ve geliştirmek amacıyla katıldım ve bundan sonra katılacak arkadaşlara yardımcı olabilmek amacıyla bilgi alışverişinde bulunabilmek adına bundan sonrada yapabileceğim bişey olursa bana meil olarak atın ben gün içerisinde hep netteyim ilgilenebilirim.teşekkürler.
Haklısın da arkadaşım bunlar '80'lerin en başarılı müzisyenleri, onları açmayıp da kimi açacaktık acaba? Zaten forumun temeli Modern Talking üzerinedir, '80'ler daha sonra foruma dahil edildi. Eski forumu bilenler biliyor. Saygılar...
Geri: Depeche Mode
evet anlıyorum istek üzerine 80 ler bölümü açıldıysa eyvallah ama sadece modern talking olursa baharatsız yemek gibi olurdu forum bencede 80ler üzerine yoğunlaşırsanız vizyonunuz dahada gelişir.
Geri: Depeche Mode
Depeche Mode - Fragile Tension / Hole To Feed (04.12.2009)
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
1. Fragile Tension (Radio Mix)
2. Hole To Feed (Radio Mix)
3. Perfect (Roger Sanchez Club Mix)
4. Come Back (SixToes Remix)
5. Fragile Tension (Laidback Luke Remix)
6. Hole To Feed (Popof Vocal Mix)
7. Fragile Tension (Peter Bjorn And John Remix)
8. Hole To Feed (Joebot Remix)
Depeche Mode'un geçen yılın sonlarında çıkan bir Single'ı.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
1. Fragile Tension (Radio Mix)
2. Hole To Feed (Radio Mix)
3. Perfect (Roger Sanchez Club Mix)
4. Come Back (SixToes Remix)
5. Fragile Tension (Laidback Luke Remix)
6. Hole To Feed (Popof Vocal Mix)
7. Fragile Tension (Peter Bjorn And John Remix)
8. Hole To Feed (Joebot Remix)
Depeche Mode'un geçen yılın sonlarında çıkan bir Single'ı.
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Paz Kas. 16, 2014 12:25 am tarafından extremeways
» Yeni Bölüm İstekleri
C.tesi Kas. 30, 2013 7:16 pm tarafından ozgerdeem
» ••• NightHawk 80ler Kosesi •••
Cuma Ağus. 17, 2012 3:22 am tarafından Thekarra70
» Dieter Bohlen - Şarkı Listesi
Ptsi Tem. 09, 2012 3:34 pm tarafından MTAdmin
» '80'ler Mp3'leri
Perş. Tem. 05, 2012 10:20 pm tarafından ozgurbilge
» Alphaville Mp3'leri
Perş. Tem. 05, 2012 10:17 pm tarafından ozgurbilge
» Blue System Videoları
Cuma Haz. 15, 2012 10:29 pm tarafından DiBohlen
» Giorgio Moroder Mp3'leri
Perş. Ocak 05, 2012 9:02 pm tarafından manyuka
» '80'ler Videoları
Paz Kas. 06, 2011 11:19 pm tarafından kiraz61